11 Nisan 2010 Pazar

Giderken Yanımıza Neler Alalım?

James'in Bakırköy'deki çatı katında düzenlediği Yılbaşı toplantısına davetliydim. Sohbetin ortasına sazan gibi atladığım için onlar "Christmas Carol" ifadesi ile yılbaşı ilahilerini kast ederken ben Charles Dickens'in aynı adlı romanından söz etmeye başlamıştım. Kırmızı suratlı Anglo Saksonlar garip garip suratıma bakıyorlardı zihinlerinde bir bağlantı kurmaya çalışarak. Büyük ihtimalle "Ne diyor bu ya?" diye ya da "Hmm... Çok zeki şimdi lafa karışıp ezilmeyelim." diye düşünüyorlardı. Bence tabi ki ikinci ihtimaldi yine de fazla uzatmayıp kenara çekildim.

Hava serin, yağışlı ve kırmızıydı. New Castle'dan Gill adındaki İngilizce öğretmeni ile camdan bakarken, yakında gideceğim için, İngiltere'nin hava durumu hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Sorduğum herkes "Burası çok soğuk bütün kazaklarını toparla getir." diyorlardı. Ama İngiltere hakkındaki en iyi bilgiyi bir İngilizden almak mantıklı değil miydi? Sordum bende "Havalar nasıldır acep?" diye. "O kadarda dert etme, buradan pek farkı yoktur aslında." diye cevapladı ve devam etti "Tek sorun yazında böyle olması!"

Giyim kuşam en önemli yeri kaplamakla birlikte yanıma ne almalıydım? Bavulumu ne ile doldurmalı sırt çantama neler koymalıydım? "Tecrübe, yenilmiş kazıkların bileşkesi" olmakla birlikte üzerine de söz söylenmeyen değerdir. O halde buyrun aşağıda tecrübelerimden damıttıklarım. Umarım yararlı olur.

Evraklarınız: 

Bu bölüme pasaportunuz ile birlikte okul kayıt belgeleriniz, kalacağınız adresi gösterir belge, uçak biletiniz ve eğer önceden ayarladıysanız sizi şehir merkezine götürecek otobüs bileti dahildir. Bu belgelerin hepsiniz yanınıza, her an kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir yere koyun. Hepsi hava alanında size gerekli olacak, zorluk yaşamayın, yaşatmayın. 

Dizüstü bilgisayar: 

Eğer bir dizüstü bilgisayarınız yoksa kesinlikle almanızı tavsiye ediyorum. Eğer maddi durumunuz iyi ise, para ile ilgili bir derdiniz yoksa Londra'dan almayıda düşünebilirsiniz ancak kuruşları hesaplıyorsanız İngiltere fiyatlarının buradakinden çokta farklı olmadığını söylemeliyim, özelliklede Apple Machintoshlar söz konusu olduğunda. İnternet bağlantısı mevcut olan bir evde bilgisayarınız sizin herşeyiniz olacak. Radyonuz, televizyonunuz, iletişim aracınız, ders aracınız ve oyun arkadaşınız. 

İngilizce öğrenim gereçleri: 

Bazı ders kitaplarını ve gereçlerini Türkiye'den almak ve getirmek daha ucuza gelir. Devam ettiğiniz kitaplar varsa onları yanınıza alın. Bu arada defter ve kalem getirmeyide unutmayın. Gelir gelmez bunlara pek vakit ayıramayacağınızı tahmin ediyorum. Daha ilk günden derse hazırlıksız girmeyin. Orada öğrenim göreceğiniz kitaplar buradan farklı değil. Bildiğimiz Headway, Cutting Edge, vs. Ben oradayken bu kitaplar için 15 pound fiyat biçiliyordu ki bunlar indirimli okul fiyatlarıydı. Gitmeden önce okulla iletişime geçip hangi kitabı kullandıklarını sorabilirsiniz. Sonrada, İstanbul için söylüyorum, Beyazıt'ta şöyle bir dolanın bakalım belirtilen kitabı daha ucuza bulabiliyor musunuz? ;) Bazı kişiler elektronik bir sözlüğün iyi bir fikir olacağını söylerler ve haklılarda ancak benim kişisel görüşüm basılı bir İngilizce-İngilizce öğrenci sözlüğünün yerini hiç bir şeyin tutamayacağıdır. İngilizce öğrenim araçları ile ilgili olarak daha ayrıntılı bir yazı göndereceğim için çok uzatmıyorum. 

Fotoğraf makinesi: 

E olmazsa olmaz değil mi? İşte bunu oradan araştırabilirsiniz. O zamana kadar elinizdekiyle ya da telefonunuzla idare edin. 

Cep telefonu: 

Cep telefonları ve uluslar arası görüşme ücretleri İngiltere'de çok ucuz dolayısıyla oradan ileriki günlerde kullanmak için bir hat alabilirsiniz ama evinize sağ salim vardığınızı ailenize haber vermek için yanınızda bir tane bulundurmanız yararlı olacaktır. Oradan arama yapmak için +90 çevirmeyi unutmayın. Eğer İstanbul Avrupa yakasındaki 1234567 numaralı telefonu arayacaksanız çavirmeniz gereken numara şöyle olmalıdır: 00902121234567 

Giyim kuşam: 

Herkes "Bütün kazaklarını topla getir." demişti değil mi? Yanlış! Bence bavulunuzu kazakla doldurmak pekte doğru bir hareket değildir. Londra'ya vardığınızda gününüzün çoğunun kapalı alanlarda geçtiğini ve bu kapalı alanların çok sıcak olduğunu göreceksiniz. Özellikle Underground'un... Böyle ortamlarda kazağınızla terleyip dışarı çıkıncada üşütüp hasta olmanız işten bile değildir. Unutmayın orada yalnız olacaksınız ve anneciğinizin şefkatini bulamayacaksınız. Kendinize dikkat etmek zorundasınız. O yüzden benim tavsiyem sweat-shirt, yelek/hırka tarzı, katmanlar oluşturabileceğiniz giyim malzemeleri getirmenizdir. Şahsen ben kaliteli, sıcak tutan bir kaban ve sweat-shirtlerle gayet güzel idare ettim. (Bir gün kütüphanede kendimi ceryana kaptırdım o ayrı.) Ayaklarınızı sıcak tutmak için alacağınız yün çoraplar veya çetiklerde size kalmış. Zaten bir süre sonra hava sıcaklıklarınada alışırsınız. Başka bir tavsiyemde spor ayakkabı edinmenizdir. Artık sizi evde bekleyip nerede kaldığınızı soran birileri olmadığı için ve de yepyeni bir dünyayı keşfetmenin heyecanıyla bütün gün dışarılarda olacaksınız. Ayaklarınıza zulmetmeyin.

Şemsiye meselesi biraz göreceli bir mesele tabi. Ben onun yerine bir yağmurluk almanızı veya kabanınızla idare etmenizi tavsiye ederim. Bir süre sonra o aleti taşımak dert olabiliyor. 

Hediye: 

Eğer varsa oradaki arkadaşlarınıza ve/veya aile yanında kalacaksanız ev sahibine ufak bir hediye götürmeniz nazikçe olacaktır. Bu ufak hediye hemen aranızdaki buzları kırar ve hava durumu başta olmak üzere sohbet etmenize zemin hazırlayabilir. 

Bir tutam İngiliz Lirası: 

Cebinize bir miktar pound koymak iyi olacaktır. Bu paraya uçaktan indikten sonra eve gitmek, karnınızı doyurmak, bir şeyler içmek ve acil durumlarda harcamak için ihtiyacınız olacak. 

Hedeflerinizi yazdığınız ve kendinize başarılı olacağınıza söz verdiğiniz imzalı sözleşme: 

Başka bir memleket uzaktan ne kadarda güzel görünse sınırlarınızı zorlayıcı olabilir. Bu yüzden hedefleriniz belirleyip bu konuda dünyadaki en önemli insana, yani kendinize, söz vermeniz sizi zinde tutacaktır. Unutmayın bir amaç için gidiyorsunuz ve bazılarının hayal bile edemeyeceği imkanlara sahipsiniz. O zaman harcadığınız paranın, zamanın ve emeğin hakkını verin. 

Benim aklıma gelen ve olmazsa olmaz diye düşündüğüm eşyalar bunlar. Eğer eksik olduğunu ve iyi bir fikir olabileceğini düşündüğünüz başka şeyler varsa yorum yazarak eklemekten çekinmeyin. Kendinize ve çevrenize iyi davranın.



1 yorum: